Menu
in

Türkiye ’nin Peri Bacalarının Yapılışında Milyonlarca Yıl Geçti

peri -bacalraının -asıl-sırrı-okupark-com-00

Türkiye ‘ de İç Anadolu’nun yüksek platosunda sihir gerçek gibi görünmekte. Kaya ve taşı dünya mantar gibi yükselen cılız gövdelere dönüştürmekten başka ne olabilir ki? Jeoloji böyle gerçeküstü bir fenomeni nasıl açıklayabilirdi? Birlikte, kulelerin manzarası Salvador Dalí’nin ateşli bir rüyasından çıkmış gibi görünmekte. Bu oluşumların lakabı – “peri bacaları” bile doğaüstü olayları çağrıştırıyor.

Türkiye ama sihir yok. (Çok kötü.) Bacalar, milyonlarca yıl önce volkanik patlamaların sonunda Türkiye olacak olan yere kül yağdırmasıyla başlayan jeolojik bir sürecin sonucudur. Bu kül, bir bazalt tabakasıyla kaplanmakta gözenekli bir kaya olan tüf haline gelmekte. Sonunda, uzun erozyon çalışması başladı. Binlerce yıl geçtikçe, daha yumuşak tüf yıpranarak yerini 130 fit yüksekliğindeki sütunlara bıraktı. Daha sert bazalt daha yavaş aşınmakta ve her birinin üzerinde koruyucu, mantar şeklinde bir başlık oluşturmakta. Aynen böyle, bir peri bacası doğar – peri tozu gerekmez.

Bu, bacaların büyülü olmadığı fakat anlamına gelmez. Bu oluşumların etrafında geçen tarih – ve insanların onları yüzyıllardır kullandığı ustaca yöntemler – her peri masalına layık hikayelerdir.

Bacalar, tarihi İpek Yolu ticaret yolundan geçen ve bir zamanlar Kapadokya olarak bilinen bir bölgede bulunmakta. Yüz yıldan sonra bölge, Avrupalı ​​imparatorluk kurucuları tarafından basılmata ve işgal edil olmakta. Hititler, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar zaman zaman toprak üzerinde hak iddia ettiler.

peri -bacalraının -asıl-sırrı-okupark-com-01

Hakkında

Roma döneminde, zulüm gören Hristiyanlar, Kapadokya’nın Göreme kasabasına sürüler halinde kaçtı. Orada, yumuşak tüfün kolaylıkla kazılabileceğini ve bacalara evler ve kiliseler inşa edilebileceğini öğrendiler. Antik mağaraları Kaymaklı ve Derinkuyu gibi yeraltı şehirlerine, yani binlerce kişiyi barındırabilecek devasa sığınaklara genişletmekte. Şimdi bir Dünya Mirası Alanı olarak belirlenen Kapadokya ve Göreme Milli Parkı’nın kaya alanları, Unesco tarafından “dünyanın en çarpıcı ve en büyük mağara konut komplekslerinden biri” olarak tanımlanmakta.

Yüzyıllar boyunca yerel halk, istila tehdidi altında bu tünellere kaçacak, ağır taş kapılar ve karmaşık tasarımlı tuzaklarla kendilerini yabancılardan koruyacaktı. Bugün, bu el yapımı eserler, Kapadokya’nın doğa harikaları ile dikkate değer bir bağ oluşturuyor. (Turistler, alışılmadık otellere dönüştürülen bazı mağaralarda ve bacalarda bile uyuyabilirler.) Peri bacası, milyonlarca yıllık bir mucize olarak, birçok ortamının bir ürünüdür. Zaman içinde göreceli bir göz kırpma içinde, insanlar bu mucizeyi bir yuvaya dönüştürmekte, büyüye gömülmekte ve kendi haline getirmekte.

#okupark

Leave a Reply

Exit mobile version